Nörolojiden, psikiyatriden ve psikolojiden sıyrılarak kendine yeni bir alan açan psikanaliz, geçtiğimiz yüzyılın başında Türkiye’ye nasıl ve hangi kapılardan girdi? Kimler bu yeni paradigmayı kabul etti? Kimler, neden reddetti? Bu konularla ilgili kaynaklar yok denecek kadar azdır.
Elinizdeki kitap Türkiye’de psikanalizin nöroloji, psikoloji ve psikiyatriden geriye kalan dar alanda nasıl varlık mücadelesi verdiğini göstermesi bakımından tarihsel; psikanalizin “doğu” ile ilişkisini sorgulaması bakımından ise bir tür sosyolojik analiz yapıyor.