Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan ve günümüzde daha da derinleşen 'yeni tehditler', özellikle COVID-19 süreciyle birlikte odak noktası haline gelmiş ve bu 'yeni' tehditlere karşı güvenliğin nasıl sağlanacağı da tartışma konusu olmuştur. Yeni tip koronavirüsle birlikte, iklim, gıda, su, aşı ve sağlık krizleri daha da derinleşmiş ve insanlığın yeni tehditlere karşı farkındalığı artmıştır. İnsanlık, alışılmış risk ve tehditlerin yanı sıra her gün yeni riskler ve tehdit alanlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunlarla sadece alışılmış geleneksel güvenlik önlemleriyle baş edilmesi zordur; aynı zamanda insan güvenliğinin ve insani ihtiyaçların da merkeze alınması gereklidir. Bu durum, literatürde 'geleneksel' ve 'yeni güvenlik' ekolleri arasında 'kimin için güvenlik' sorusunun tartışılmasına neden olmaktadır.
Bu bağlamda çalışmadaki bölüm Devamını Göster