İletişim, genel anlamıyla, bilgi, tutum, duygu, inanç, niyet, fikir, ihtiyaç veya düşünceyi belli sembollerle ifade eden bir ‘verici’ (kaynak) ile bu sembolleri algılayıp çözümleyen bir ‘alıcı’ (hedef) arasında gerçekleşir. Fakat taraflar arasındaki haberdar etme-haberdar olma, verme-alma, iletme-iletilme, etkileme-etkilenme, uyarma-uyarılma… durumlarının tamamı belirli bir anlam ortamında ve bağlamında gerçekleşir. Bu anlam zemini iletişimin tüm süreçlerinde etkili olup, sonucu belirler. Dolayısıyla iletişimde ‘anlamlandırma’, önemli olmanın da ötesinde, olmazsa olmaz niteliktedir. ‘Anlamlandırma’, yatay boyutta toplumsallıkla, dikey boyutta ise zamanla ilgilidir. İletişim, yatay boyutta tamamıyla toplumsal bağlamda gerçekleşmesine karşılık, dikey boyutta da kısmen dolaylı bir şekilde olsa bile büyük oranda toplumsallık söz konusudur. Dikey Devamını Göster