Kentler ortaya çıktıkları günden beri, insanlar için alternatif yaşama imkân tanıyan, heterojen insan gruplarının mekânı olarak, bir cazibe odağı olmuşlardır. Kırsal yaşamın sınırlılıklarına karşılık kentsel yaşam, sunmuş olduğu farklı yaşam biçimleriyle, kıra karşı her zaman çekiciliğini korumuştur. Artan nüfusun kendisine yaşam alanı olarak kentleri tercih etmesi ise, buraları kuralsızlığın, düzensizliğin, çevresel yaşam koşulları açısından birçok olumsuzlukların baş gösterdiği, mekânlara dönüştürmüştür. Kent söz konusu olduğu zaman, gerek kent yöneticilerinin uyguladıkları politikalar da, gerekse kentte yaşayan topluluklarda temel beklenti, yaşam kalitesi yüksek mekânlarda yaşamaktır. Kentsel yaşam alanlarında artan nüfus yoğunluğu, çeşitlilik gösteren ihtiyaçlar ve değişen yaşam tarzları göz önüne alındığında, kent yönetimlerinin yeni yaklaşımlar benimsemeleri ve karşılaşılan sorunlara alternatif çözümler bu Devamını Göster